-Singapur geziniz nasıldı?
YH: Singapur’un genel anlamda temiz ve hoş hissini seviyorum. Sanırım bu yüzden birçok turist buraya geliyor.
JH: Singapur'un güzel bir manzarası ve birçok ağacı var, bu yüzden bütün şehir, bir park gibi hissettiriyor. Denizin rengi gerçekten eşsiz ve güzel ve bu, etkileyici. İyi dinlenip yeterince eğlendiğimiz bir gezi.
-En son gezinizin üzerinden ne kadar zaman geçti?
YH: İlk çıkışımızdan beri ilk gezimiz gibi hissediyorum. Resmi bir program için yurtdışına çıktığımızda, gideceğimiz yerler az-çok duyruluyor; bu yüzden etrafta dolaşmak zor oluyor. Londra’ya albümümüzün kapak fotoğrafını ve klibi çekmek için gittiğimizde çok yoğun bir programa uyduk.
JH: Her seferinde konserler nedeniyle yurtdışına çıkıyoruz, bu yüzden ayıracak çok fazla zaman olmuyor. Bu kez, aktiviteler başlamadan önceki zaman olduğu için, sanırım biraz boş zamanım var.
-Yurtdışındayken özgür hissediyor musun?
YH: Kore’ye kıyasla çok fazla insan beni tanımadığı için biraz özgür hissediyorum. Kore’de bile çok fazla insan beni fark etmeden doğal bir şekilde yürüyebiliyorum. Utangaç olduğum için bence bu rahatsız (bir durum).
JH: Hepsinin ayrı ayrı farklılıkları var ama umursamıyorum. Kore'de de yurtdışında da, aslında çok fazla insan beni tanımıyor, bu yüzden rahat hissediyorum(gülüyor) Eğer dördümüz beraber dolaşırsak, o zaman tanınmamız %100 kesin.
-Uçakta nasıl vakit geçirdin?
YH: Uçaktayken uyumamaya çalışırım. Bu günlerde eğlence sistemi çok iyi, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Buraya gelirken, iki tane Kore yapımı film izledim.
JH: Şevmediğim şey, uyanınca (gideceğim yere) çoktan varmış olmak. Vardıktan sonra nasıl olsa tekrar uyumak zorundayım. Sadece uyursam belim de ağrır, sanki zaman da boşa geçiyor gibi olduğundan, şarkı sözü yapmak gibi şeyler yaparım.
-Yabancı bir yere gittiğinde denemek istediğin bir şey var mıydı?
YH: Bu başka bir konu; ama Jeju adasında veya dağın ortasında bir stüdyom olması benim hayalim. Hala hayalini kuruyorum. Yağmurlu veya hafif karlı bir günde gözden uzak bir yerde müzik yazmayı düşününce mutlu oluyorum.
JH: Sıkılmayı sevmiyorum. Beraber kalabalık bir şekilde yaşamaktan huzursuz olmuyorum. Hiç kimsenin olmadığı bir yere gitmek istemiyorum.
-Gezi arkadaşı olarak birbiriniz hakkında ne düşünüyorsunuz?
YH: Normalde birlikte yolculuk yapamıyoruz; ama birlikte yaşıyoruz yani genelde beraberiz. Bu yüzden yurtdışında zamanımızı çok az ayrı geçiririz. Program çekimlerinde çok gülmemiz ve konuşmamız gerektiği için, bu zamanları sakin ve sessiz geçirmeyi tercih ederim.
JH: Neyin nasıl olduğuna pek aldırmam. Fakat zamanla, artık zamanımızı ayrı geçirdiğimizden, bu şekilde daha rahat olduğunu düşünüyorum.
-Birçok idol grup üyesi boş zamanlarında bir şey yapmak zorunda hissettiklerini söyler. CNBLUE üyeleri de böyle mi?
YH: İlk çıkışımızdan hemen sonra ben öyleydim; ama bu günlerde yeterince dinlenmeye ve uyumaya çalışıyorum. Çalışırken uyuyan yada uyuklayan (içi geçen) biri değilim; bu yüzden çalışmam gerektiğinde konsantre olurum ve bittikten sonra dinlenirim.
JH: Genelde iyi uyuyamam. Vücudumu işle tamamen yorduktan sonra uyuyabilirim. Bu yüzden devamlı bir şeylerle uğraşırım.
-Yurtdışındayken ne tarz yemek yemeği seversin?
YH: Yemek yemeği gerçekten çok severim ve başkalarının önerdiği şeyleri yemek konusunda çok hevesliyim. Otellerde veya dinlenme yerlerinde, kahvaltımı canım pahasına korurum. Beni saat bitmeden beş dakika önce ekmek almak için koşarken görmediniz mi? (gülüyor) Kore yemekleri yemem. Kore yemekleri en güzel Kore’dedir.
JH: Yemek konusunda biraz hassasım. Küçükken ebeveynlerim evde olmadığından, ben istediğim şeyi istediğim kadar satın alıp yedim. Bu yüzden, çok yemek seçerim. Güçlü tadı olan yemekleri çok severim ve sadece ağız tadıma uygun yemekleri seçer yerim. Aslında, lezzetli şeyler yemek için çalışıyorum demek yanlış olmaz.
-Bu gezinin en unutulmaz anı senin için neydi?
YH: Fotoğraf çekiminden sonra Clarke Quay’de yediğimiz şili (biberli) yengeci. O kadar çok yedim ki hala biberli yengeç gibi kokuyor. Bir süre biberli yengeç özleyeceğimi sanmıyorum!
JH: Arabayla giderken gördüğüm deniz manzarası aklımda kaldı. Özellikle şehirdeki gökyüzü manzarası etkileyiciydi. Şimdi artık Marina Kıyısı'na ulaştığımdan, tazelenmiş hissediyorum.
YH: Singapur’un genel anlamda temiz ve hoş hissini seviyorum. Sanırım bu yüzden birçok turist buraya geliyor.
JH: Singapur'un güzel bir manzarası ve birçok ağacı var, bu yüzden bütün şehir, bir park gibi hissettiriyor. Denizin rengi gerçekten eşsiz ve güzel ve bu, etkileyici. İyi dinlenip yeterince eğlendiğimiz bir gezi.
-En son gezinizin üzerinden ne kadar zaman geçti?
YH: İlk çıkışımızdan beri ilk gezimiz gibi hissediyorum. Resmi bir program için yurtdışına çıktığımızda, gideceğimiz yerler az-çok duyruluyor; bu yüzden etrafta dolaşmak zor oluyor. Londra’ya albümümüzün kapak fotoğrafını ve klibi çekmek için gittiğimizde çok yoğun bir programa uyduk.
JH: Her seferinde konserler nedeniyle yurtdışına çıkıyoruz, bu yüzden ayıracak çok fazla zaman olmuyor. Bu kez, aktiviteler başlamadan önceki zaman olduğu için, sanırım biraz boş zamanım var.
-Yurtdışındayken özgür hissediyor musun?
YH: Kore’ye kıyasla çok fazla insan beni tanımadığı için biraz özgür hissediyorum. Kore’de bile çok fazla insan beni fark etmeden doğal bir şekilde yürüyebiliyorum. Utangaç olduğum için bence bu rahatsız (bir durum).
JH: Hepsinin ayrı ayrı farklılıkları var ama umursamıyorum. Kore'de de yurtdışında da, aslında çok fazla insan beni tanımıyor, bu yüzden rahat hissediyorum(gülüyor) Eğer dördümüz beraber dolaşırsak, o zaman tanınmamız %100 kesin.
-Uçakta nasıl vakit geçirdin?
YH: Uçaktayken uyumamaya çalışırım. Bu günlerde eğlence sistemi çok iyi, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Buraya gelirken, iki tane Kore yapımı film izledim.
JH: Şevmediğim şey, uyanınca (gideceğim yere) çoktan varmış olmak. Vardıktan sonra nasıl olsa tekrar uyumak zorundayım. Sadece uyursam belim de ağrır, sanki zaman da boşa geçiyor gibi olduğundan, şarkı sözü yapmak gibi şeyler yaparım.
-Yabancı bir yere gittiğinde denemek istediğin bir şey var mıydı?
YH: Bu başka bir konu; ama Jeju adasında veya dağın ortasında bir stüdyom olması benim hayalim. Hala hayalini kuruyorum. Yağmurlu veya hafif karlı bir günde gözden uzak bir yerde müzik yazmayı düşününce mutlu oluyorum.
JH: Sıkılmayı sevmiyorum. Beraber kalabalık bir şekilde yaşamaktan huzursuz olmuyorum. Hiç kimsenin olmadığı bir yere gitmek istemiyorum.
-Gezi arkadaşı olarak birbiriniz hakkında ne düşünüyorsunuz?
YH: Normalde birlikte yolculuk yapamıyoruz; ama birlikte yaşıyoruz yani genelde beraberiz. Bu yüzden yurtdışında zamanımızı çok az ayrı geçiririz. Program çekimlerinde çok gülmemiz ve konuşmamız gerektiği için, bu zamanları sakin ve sessiz geçirmeyi tercih ederim.
JH: Neyin nasıl olduğuna pek aldırmam. Fakat zamanla, artık zamanımızı ayrı geçirdiğimizden, bu şekilde daha rahat olduğunu düşünüyorum.
YH: İlk çıkışımızdan hemen sonra ben öyleydim; ama bu günlerde yeterince dinlenmeye ve uyumaya çalışıyorum. Çalışırken uyuyan yada uyuklayan (içi geçen) biri değilim; bu yüzden çalışmam gerektiğinde konsantre olurum ve bittikten sonra dinlenirim.
JH: Genelde iyi uyuyamam. Vücudumu işle tamamen yorduktan sonra uyuyabilirim. Bu yüzden devamlı bir şeylerle uğraşırım.
-Yurtdışındayken ne tarz yemek yemeği seversin?
YH: Yemek yemeği gerçekten çok severim ve başkalarının önerdiği şeyleri yemek konusunda çok hevesliyim. Otellerde veya dinlenme yerlerinde, kahvaltımı canım pahasına korurum. Beni saat bitmeden beş dakika önce ekmek almak için koşarken görmediniz mi? (gülüyor) Kore yemekleri yemem. Kore yemekleri en güzel Kore’dedir.
JH: Yemek konusunda biraz hassasım. Küçükken ebeveynlerim evde olmadığından, ben istediğim şeyi istediğim kadar satın alıp yedim. Bu yüzden, çok yemek seçerim. Güçlü tadı olan yemekleri çok severim ve sadece ağız tadıma uygun yemekleri seçer yerim. Aslında, lezzetli şeyler yemek için çalışıyorum demek yanlış olmaz.
-Bu gezinin en unutulmaz anı senin için neydi?
YH: Fotoğraf çekiminden sonra Clarke Quay’de yediğimiz şili (biberli) yengeci. O kadar çok yedim ki hala biberli yengeç gibi kokuyor. Bir süre biberli yengeç özleyeceğimi sanmıyorum!
JH: Arabayla giderken gördüğüm deniz manzarası aklımda kaldı. Özellikle şehirdeki gökyüzü manzarası etkileyiciydi. Şimdi artık Marina Kıyısı'na ulaştığımdan, tazelenmiş hissediyorum.
*Blogdan yazı çıkarmak ve alıntı yapmak yasaktır.
Kaynak/Source: @justjyh ve @cnbluestorm
Çeviri: CNBuSrang & Rock Spirit @TurkishBoice
0 yorum:
Yorum Gönder