İMZA KAMPANYASI

BAŞLANGIÇ - BÖLÜM 3

 

~Okumak için tıklayınız: Bölüm 1 - Bölüm 2~

~Bölüm 3~

***
Adamların pes etmeyeceklerini Jonghyun artık anlamıştı. Daha bu sabah tanıştığı biri için bunlara katlanmak delilikse, evet o bir deliydi. Ama o yanındayken Ezgi’ye dokunmalarına asla izin vermeyecekti.

***


-Seni bırakmayacağım.
 
Jonghyun’un kararlı bakışlarını görünce Ezgi onun kendisini içeri sürüklemesine karşı çıkamadı. Jonghyun’un ne kadar inatçı olduğunu biliyordu; karşı çıkması şu an bir işe yaramazdı. Uygun bir anda onu güvenli bir yere bırakıp, gizlice ayrılmalıydı. Jonghyun’a yeterince sorun yaşatmıştı. Kendisi yüzünden daha fazla tehlikeye atılmasına izin veremezdi.
 
Ezgi kafasında yankılanan cevapsız soruyu düşünmemeye çalıştı, “Ama neden? Neden hala beni bırakmadı?”
 
-Beni izle. Önce kalabalığa karışmalıyız.
 
Jonghyun şapkasını eliyle biraz daha eğip, diğer eliyle sıkıca tuttuğu Ezgi’yi peşinden sürükleyerek loş klüpteki kalabalığın içine girdi.
 
-Yukarda VIP odaları var. Geldiğimizde orada oturmuştuk. O taraftan çıkamayız. Bildiğim tek çıkış ana kapı.
 
Etrafa bakınarak çıkışa yürümeye başladı. Ta ki kapıda onları bulmaya çalışan adamlarla göz göze gelene kadar.

Ezgi Jonghyun’un kolunu tutarak onu durdurdu.
-Burdalar.
 
-“Grubumuz bir molayı haketti. Eğleniyoruz değil mi!”
 
Sahnedeki sunucuya kalabalıktan ıslıklar ve çığlıklar yükseldi.
 
Jonghyun endişeli bir sesle konuştu.
 
-Bildiğim tek çıkış bu. Biraz düşünmeme izin ver.
 
-“Peki grubumuzu beklerken sahnede yeteneğini göstermek isteyen var mı?”
 
Abisinin konserleri aklına gelen Ezgi bir anda farkına vardı.
 
-“Hadi! Kendine güvenen yok mu? Performanstan sonra grupla tanışma şansı yakalamak istemez misiniz?”
 
-Bir çıkış yolu daha var.
 
Jonghyun şaşkınlıkla Ezgi’ye dönüp baktı. Ezgi elini kaldırarak sunucuya doğru bağırdı.
 
-Biz! Biz sahneye çıkmak istiyoruz!
 
Jonghyun panikle Ezgi’ye döndü.
 
-Şarkı söyleyemem! Kim olduğumu anlayan birileri kesin çıkar!
 
Ezgi güldü ve onu sahneye sürüklemeye başladı.
 
-"Cesur çiftimize alkış millet!"
 
-Şarkıyı senin söyleyeceğini de nerden çıkardın? Sahne çok aydınlık değil. Arkada dur ve başını hep eğik tut. Çalarken biraz hata yaparsan da fena olmaz.
 
Sahneye çıkarak herkesi selamladılar. Ezgi mikrofonun boyunu ayarlarken Jonghyun arkadaki gitarlardan birini kullanabilmek için çalışanlardan izin istedi.
 
Görevliye istediği şarkıyı söyleyen Ezgi Jonghyun’un yanına yaklaşınca, Jonghyun endişeyle yüzüne baktı.
 
-Sen bembeyazsın. Sorun nedir?
 
-Gülmeyeceğine söz ver önce.
 
Jonghyun böyle bir durumdayken nasıl gülebilirim ki, diye düşünerek kaşları çatık ona baktı.
 
-Daha önce hiç sahneye çıkmamıştım. Yani ben…
 
Jonghyun dayanamayarak güldü. Daha bu sabah kendisinin kaç katı adamlara meydan okuyan, az önce çatıdan onunla atlayan çılgın kız şimdi sahnede bembeyazdı. “İnanılmazsın!”, diyerek kahkahalarını durdurmaya çalıştı. Ezgi derin bir nefes aldı ve gülümseyerek herkesi tekrar selamladı.
 
Tam başlayacakken son kez dönüp Jonghyun’a baktı.
 
-Bir de aklıma gelmişken, lütfen sakın dans etme.
 
Jonghyun sadece güldü. Az önce onunla dalga geçerek bunu hak etmişti. 1-1 berabereyiz, diye düşünerek gülümsedi.
 
Ezgi mikrofonu tutarak konuşmaya başladı.
 
-Şimdi söyleyeceğim şarkıya herkesin eşlik etmesini istiyorum!
 
Bir baş işareti vererek müziği başlatmalarını istedi.
 

Ezgi şarkının bazı kısımlarında kalabalığı coşturacak şeyler söylüyordu. Ve işe yarıyordu. Herkes onları sevmişti. Jonghyun keyifle bir taraftan Ezgi’yi izlerken, bir taraftan da gitarını çalarak hafifçe ona arkadan vokal desteği veriyordu.
 
Şarkı bitince ıslıklar ve alkışlar arasında kalabalığı selamladılar. Ezgi performans boyunca gözünü adamlardan ayırmamıştı. Adamlardan biri kapıda, diğeri sahne merdiveninin hemen yanında bekliyordu. Dışarda daha fazlası var mıydı, bilmiyordu. Kulis çıkışı adamların da aklına gelmemişti. Kendisinden ne istiyor, neden bu kadar inatla takip ediyorlardı?
 
Ezgi ve Jonghyun kalabalığı selamlarken bir taraftan da geri geri giderek arka tarafa geçtiler.
 
Kulise geçmeleriyle bir adam önlerine çıkarak yollarını kesti.

-Gençler, performansınızı izledim. Bu kartım. Mutlaka beni arayın.

Ezgi uzatılan kartı alarak adama selam verdi. Bir taraftan da gülmemek için dudaklarını ısırıyordu. Çıkışa doğru yürürlerken daha fazla dayanamadı ve kahkahalarla gülmeye başladı. Jonghyun da gülüyordu,

-Neden gülüyorsun? Ünlü oluyorsun artık! Aramıza hoş geldin!

Ezgi kahkahalarını bastırmaya çalışarak konuştu.

-Demek ki senin kaderin kaçınılmaz olarak bu yoldan geçiyor. Zaten ünlü birine ünlü olmayı teklif ettiğini bilseydi!

Jonghyun gözleri neşeyle ışıl ışıl parlayan Ezgi'ye tüm sevecenliğiyle bakarak gülümsedi.

-Aslında adam çok komik geldiği için gülmüyorsun sadece; bu hissettiğin sahne sonrası adrenalini, biliyor musun? Çok güzel bir duygudur.

Ezgi şaşkınlıkla Jonghyun'a baktı ve abisini hatırlayarak gülümsedi. Abisi ve her sahneye çıktıktan sonraki bitmek bilmeyen neşe dolu halleri. İç geçirerek gülümsedi. Abisini her zaman sadece böyle hatırlamak istiyordu.

Çıkışa yaklaşmalarıyla ikisi de ciddileşerek birbirlerine yaklaştı ve dikkatle etrafa bakarak kapıdan çıktılar. "Önce bir araç bulmalıyız" dedi Jonghyun.

Onları bekleyen süprizden habersiz çıkışın açıldığı ara sokaktan yola doğru yürümeye başladılar. Köşeyi dönmeleriyle duvar kenarında onları bekleyen iki kişi Jonghyun'un üstüne atlayarak onu sokağa geri itti. Ezgi'yi kolaylıkla ele geçireceklerini düşünerek daha büyük bir tehlike olarak gördükleri Jonghyun'u ilk hedef olarak seçmiş olmalıydılar. Jonghyun hazırlıksız yakalandığından afallamıştı. Adamlarla boğuşurken Ezgi'ye seslendi.

-Ezgi kaç! Ben bir yolunu bulurum. Koş!




Adamların pes etmeyeceklerini Jonghyun artık anlamıştı. Daha bu sabah tanıştığı biri için bunlara katlanmak delilikse, evet o bir deliydi. Ama o yanındayken Ezgi’ye dokunmalarına asla izin vermeyecekti. 

~Bölüm 4 için tıklayınız~

0 yorum:

Yorum Gönder