Karşı karşıya oturur oturmaz Jungshin kollarını masanın üzerine dayadı. Böylece her zaman ellerini çenesine dayayıp oturarak ne sorarsanız sorun sevecen bir şekilde cevap verecek anlamına gelirken aynı zamanda yeni hikayeler dinlemeye hazır bir duruşu da simgeliyor. Dalyan gibi yakışıklı birine cana yakın "sevimli"demek kolay gelir ancak önemli olan onu samimi ve nazik olarak adlandırmaktır. OCN kanalında yayınlanan Pazartesi-Salı dizisi "My First Love / Longing Heart"da Lee Jungshin, ilk aşkını unutamayan ve hiçbir ilişkisi olmamış Shin Woo karakterini canlandırıyor. Okul günlerindeki haline bakıldığında rolüne kolayca kendini kaptırmış gibi görünüyor olsa da o kişi düşündüğünden daha fazla kendisi olabilir. "My First Love / Longing Heart" yayınladıktan sonra hemen CNBLUE'nun basçısı olarak müzik yapmaya devam edecek. 8 yıldır yaptığı gibi sahnelere ve turlara çıkacak olsa da oyunculuk kariyerinde de iyi işlerle buluşmak istediğini utanarak ifade ediyor.
S. Dün "My First Love / Longing Heart"ın ilk bölümü yayınlandı. İzleyebildin mi?
JS. İnternette daha önce yayınlandığı için oradan izledim ancak televizyonda izlemekle tablet pc'de izlemek farklı oluyormuş. Gerçekten 'dizimiz şimdi başlamış' gibi geldi.
S. Dizide Shin-Woo 10 sene öncesine gidip genç haliyle buluştu. Dizideki 10 sene öncesine dönecek olsaydın?
JS. 2008'de lise 2. sınıftaydım. Okul günleri dersler falan olduğu için açıkça söylemek gerekirse geri dönmeyi hiç istemezdim. (gülüyor) Ama dönecek olsaydım şu anki halimle yani bu vücudumla ve şu anki düşüncelerimle dönmek isterdim. Geleceği bileceğim için daha akıllı bir şekilde amaçlarıma yönelik hareket etmez miydim?
S. Kısa bir süre önce 8. yılınız dolayısıyla CNBLUE ile bir hayran buluşması gerçekleştirdiniz. Popüler müzik yapan bir band olarak 8 yıl boyunca buralara gelmek kolay olmasa gerek.
JS. 8 yıl boyunca biz de takım olarak hem iyi hem kötü işler yaşadık. Yıllar geçtikçe üyelerle ilişkimiz birlikte çalışırkenki düşüncelerimiz ve tavırlarımız da bizimle olgunlaştı gibi geliyor. Üyeler hem iş arkadaşım, hem ailem gibi insanlar olduğundan aramızın iyi olması gerçekten büyük bir şans. Dışlanan kimse olmadan hepimiz bir uyum içerisinde yaşayarak birbirlerimizle ilgilenmek için çaba gösterişimize şöyle bir dönüp baktığımda "Ben gerçekten iyi bir ekip ile karşılaştım", "Ekip üyelerimin her biri harika insanlar" diye düşünüyorum.
S. Düşündüğümde CNBLUE üyeleri teker teker hepsi ayakları yere sağlam basan insanlar. Diğer idol gruplarla veya bandlerle karşılaştırdığında kesinlikle sıkça rastlanmayan bir durum.
JS. CNBLUE üyelerinin 4'ünün de farklı renklere sahip olduğu için iyi bir band olduğuna dair pek çok yorum duydum. Hala yeterli değil ama 4 üye de zaman geçtikçe kendi pozisyonunu keşfetmek için uğraş vererek iyi bir görünüm sergiledi. 4'ümüzde takım olarak işimizi yaptığımızda takım çalışmasına odaklanıyoruz, her birimiz bireysel bir iş yaptığımızda ona odaklanıyoruz. Böyle olunca herkes olgunlaşıyor. (gülüyor) Aslına bakarsanız maknaeler bile gelecek yıl 28 olacaklar. (gülüyor) Eskiden her gün yan yana olup birbirimizin varlığına alışmış haldeyken şimdi yan yana olmadığımız zamanlar giderek arttığı için üyeleri hem özlüyorum hem de onların benim için ne kadar değerli olduğunu anlıyorum. Özellikle yalnız başına yurtdışı programı olduğunda ortam sessizleşiyor ve biraz boş hissediyorum. Sadece 8 yıl değil daha uzun bir süre bireysel işlerimizde de takım çalışmalarımızda da en iyi şekilde müzik yapıp havalı adamlar olursak çok güzel olur. Bence bu mümkün gözüküyor.


S. Sosyal medya ile ilgilenmeye geç başladığını öğrendim. Hayranlarla direk olarak iletişime geçmenin farklı bir hissi var mı?
JS. En uç şekilde eğlenceli bir biçimde kullanıyorum ama sosyal medya iki tarafı keskin kılıç gibi. Sözlerine ve yüklediğin fotoğraflara çok dikkat etmen gerekiyor. Herhangi bir şey paylaşmadan önce 5 dakika boyunca söylemek istediğim şeyden başka bir anlam çıkarılabilir mi, herhangi bir tartışmaya zemin hazırlar mı diye kontrol ediyorum. Öylesine bakınırken yanlışlıkla kalp de atabilirsin. Twitterda gezinirken de yanlışlıkla bir tweet i beğenebilirsin. Buna da çok dikkat etmek gerekiyor.
S. Bazı paylaşımlara beğeni bırakmamak için dikkat ediyorsun yani?
JS. Tabii ki. Takip ettiğim insanların beğenilerine kadar dikkat ediyorum. Daha önceleri hoşuma giden eğlenceli şeyleri paylaşıp herhangi bir şey yazmazken bir gün bunun ne kadar itici olduğunu anladım. Bir süre uzaklaştım ve bunun hakkında düşündüm. Sosyal medya kullanmanın çok büyük bir yararı da yokken niye bu kadar güçlü bir şekilde kullanmak istiyoruz diye. Ama yurtdışına turlarla gidip konser çokça verdiğimiz için son durumumuz hakkında hayranlarımıza bilgi verecek sosyal medya dışında daha iyi bir şey de olmadığı için vazgeçemiyoruz. Son zamanlarda duruma göre kontrol edip paylaşım yapıyorum.
S. Instagram'da tanıtım kısmına 891 Stüdyo Yöneticisi yazmışsın. Fotoğrafçı abinle birlikte bir stüdyo açtığını biliyordum ama Lee Jungshin'in oradaki rolü nedir?
JS. Fotoğraf çekmeyi ben abimden önce öğrendim. Üniversitede fotoğrafçılık bölümüne gitmeye karar vererek hazırlanırken şirkete girdim. Abim sanat ile ilgilenirken fotoğrafa yöneldi, kısa bir süre önce fotoğrafçılıkta karar kıldı. Ben fotoğrafı hobi olarak umursamaz bir şekilde devam ettirme niyetindeyken abimle bir stüdyo açtık. Açalı neredeyse 1 yılı geçti ve eğlenceli gibi. Deneme yanıma yöntemiyle daha doğru bir tutum sergilemeye başlıyorsun. Pişman olduğum zamanlar da oldu. Çünkü ben bir şeyden emin değilsem onu hiç yapmaya yanaşmayan türde bir insanım. Stüdyo açarak pek çok şey öğrendim.
S. Fotoğrafçı olarak aktif olduğun bir yer var mı?
JS. Fırsatım olursa bir sergi açmak istiyorum. "Big Issue" dergisinde fotoğraflarımla gönüllü olarak bağış yapalı 2 ay falan oldu. Çektiğim fotoğraflardan bir iki tanesini seçip o fotoğraflara dair hemen kısacık bir şeyler yazarak gönderdim. Ben nasıl bir bağış yapabilirim diye düşündüğümde ne şekilde topluma katkı sağlayabilirim diye düşündüğümde bir hobiye sahip olmanın en verimli şey olduğu düşüncesiyle başladım. Yurtdışında olsun kendi ülkemde olsun gönüllü olarak çaba harcamak adına fotoğraf çekmek birisine fayda sağlarsa çok mutlu olurum diye düşündüm ve hala bunun için arayış içerisindeyim.
S. Yine de instagram hesabında 'Photo by Jungshin' (Jungshin tarafından çekildi) yazılı fotoğrafların dikkat çekici.
JS. Otobüsün geçtiği o kısa anda fotoğraf çekmeyi seviyorum. Manila'da dijital olmayan analog makine ile çekimler yaptım. Uyumadan önce fotoğraf albümlerine bakmak benim alışkanlığım. Fotoğrafı çektiğin an ona bakmakla 1 yıl sonra aynı fotoğrafa bakmak çok farklı. Eskiden bu en iyi çektiğim fotoğraf diye düşünürken bir süre sonra yanındaki fotoğraf daha çok hoşuna gidiyor. Tüm fotoğraflarım fotoğraf albümünde durur ve ben ne zaman paylaşmak istesem o zaman paylaşırım. Otobüsün geçtiği fotoğrafı 2017'ye veda ediyoruz gibi düşünerek paylaştım.
S. Genellikle hangi anlarda deklanşöre basıyorsun?
JS. Çok alışık olmadığım şeyleri gördüğümde. Bizim ülkemizde iyi fotoğraf çekemiyorum. İşim gereği sık sık doğal olarak yurt dışına çıktıkça ne çeksem diye düşünmekten ziyade sadece dolaşırken canım istediğinde çekiyorum. Otobüs fotoğrafını otobüsün rengi güzel diye ve otobüsün içerisinde oturan insanların yüzlerindeki ifadeyi yansıtayım diye düşünerek çekmiştim. Tam o esnada bir bisiklet de geçince deklanşöre bastım.
S. Fotoğraf çekmekten başka yapmaktan hoşlandığın bir şeyler var mı?
JS. Kıyafetleri seviyorum. Instagram hesabımda şöyle bir dolansan kıyafet çekimlerine bolca rastlarsın. Böyle fotoğraflara bakmayı da seviyorum kıyafetler almayı da seviyorum. Fotoğraf, moda, müzik ve oyunculuk dışında bir hobim yok.
S. Sadece bunlar var desen de çok dolu dolu.
JS. Öyle ama hiçbir şey düşünmeden öylesine beni mutlu eden bir hobi henüz bulamadığımı düşündüğüm için bir şeyi daha iyi öğrensem daha derinlerine insem diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Sanırım hala öğrenme sürecim devam ediyor.
S. Avrupa turuna geçtiğimiz sene ilk defa çıktığını öğrendim. Bana biraz şaşırtıcı geldi.
JS. Gezmek için ilk kez 2016 yılının başlarında gittim. İş için gittiğinizde canınız gezmek istese de bunun için zaman olmuyor. Şili, Meksika gibi alışıla gelmeyen yerlere pek çok kez gittim ama bildiğim bir şey de zamanım da olmadığı için sadece işlerimi halledip geri döndüm. Bu yüzden bir gün mutlaka İtalya'ya gitmek istiyordum. Ne yaparsan dinlenmiş hissedersin diye düşünmekten ziyade sadece ilginç bir yere dair bir hayalim olduğu için orada hissedebileceğim ne varsa hissetmek istedim. İsviçreyi geçip Milano'dan Roma'ya kadar 10 gün geçirdim ve hala orada çektiğim fotoğrafları sosyal medya hesaplarımda paylaşıyorum.
S. Tekrar bir tatile çıksan varacağın yer neresi olurdu?
JS. Aslında kısa bir süre önce abimle fotoğraf çekimi için Hawai'ye gidip gelmek istemiştik ancak bazı nedenlerden dolayı iptal etmek zorunda kaldık. Hawai'nin çok güzel olduğunu, fotoğraf çekmek için de pek çok yer olduğunu duydum. Hawai olmasa da içgüdüsel olarak beni çeken bir yer olursa neresi olursa gitmek isterim.
*Bu yazının tüm hakları turkishboice.com'a aittir. Siteden yazı çıkarmak veya alıntı yapmak kesinlikle yasaktır!*
Koreceden Çeviri: mcnbl